top of page
pskemregokceoglu

Bir İnsan 18 Tane Kişiliğe Sahip Olabilir Mi? Çoklu Kişilik Bozukluğu Nedir?

1800’lü yıllara kadar bazı psikolojik rahatsızlıklarda olduğu gibi Çoklu Kişilik Bozukluğu da kötü ruhlardan ve şeytandan etkilenme durumu olarak kabul edilmiştir. İlk tanımını M. Samuel yapmıştır. Günümüze kadar farklı şekillerde yorumlanmış olan bu bozukluk, 1900’lü yıllarda Eugen Bleuler tarafından şizofreninin bir yansıması olarak ele alınmış, Freud ise bu durumu psikodinamik düzeneklere bağlamış ve kendine has psikanaliz yorumlamalarıyla ışık tutmuştur.


Çoklu Kişilik Bozukluğu, literatürde “Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu” olarak tanımlanmaktadır. DKB, Dissosiyatif bozuklukların bir alt türüdür. Disosiyatif bozukluklarda kişinin kimliğinde, algısında, belleğinde bir karmaşa görülür. Normalde bir bütün olarak çalışan bu yapı işlevselliğini kaybeder ve “Alter” yani alternatif farklı karakterler ortaya çıkar. Dissosiyatif tanısı bulunan bir kimsede birden çok “Alter” kişilik bulunabilir. Bu kimi zaman 5 kimi zaman 18 bile olabilir.

Ortaya çıkan bu kişiliklerin her biri farklılıklar gösterir. Her olaya, her kişiliğe göre kendine has düşünce ve davranış örüntüleri bulunmaktadır. Her kişiliğin hafızası, zevkleri, ilgi alanları farklıdır. Hatta öyle bir durumdur ki bu farklı kişiliklerin sanatsal becerileri bile çok farklı olabilir. Sağlık sorunları bile farklılık gösterebilir. Bir kişiliğin herhangi bir şeye alerjisi varken başka bir alter kişiliğin olmayabilir. Bu kişilikler birbirleri ile konuşabilir veya tartışabilirler.

Bu bozukluk filmlerde ve dizilerde çok uç noktalarda değinilmesine karşı tam tersi bir durum olarak hafif formlarda da yaşanabilir. Kişi sanki kendi bedenine ve zihnine yabancılaşmış hissedebilir, sanki bir başkası tarafından kontrol ediliyormuş düşüncesi yerleşebilir.


Peki Çoklu Kişilik Bozukluğunu Nasıl Anlarız, Genel Tanı Kriterleri Nelerdir?

Böyle bir yapılanma içerisinde olan kişi alter kimliklerinin genellikle farkında değildir. Bu kişilikler hızlı ve birden değişebilir. Herhangi bir kimlik diğer bir kimliği suçlayabilir. Bu kişilik değişimi yoğun stres altındaki durumlarda veya travmatik bir durumu deneyimlerken ortaya çıkar. Maruz kalınan yoğun hisler de alter kişilik oluşmasına zemin hazırlayabilir.


Bu Kişilik Bozukluğunda Rastlanan belirtiler şu şekildedir:


• Yoğun bir kaygı hali

• İç seslerin susmaması

• Aşırı hayal kurma

• Depresyon belirtileri

• Aşırı bir baş ağrısı

• Cinsel aktivitede problemler

• Kendine zarar verme davranışları

• Tutarsız davranışlar

• Sürekli ani duygudurum değişikleri

• Öfke problemleri

• Yoğun unutkanlıklar

• Sahip olduğu cinsiyete zıt bir cinsiyet hissetmek


Çoklu Kişilik Bozukluğunda Görülen Depersonalizasyon ve Derealizasyon Nedir?

Dissosiyatif kimlik bozukluğunda, kişiler sıklıkla kendilerine veya çevreye yabancılaşabilirler.

Depersonalizasyon dediğimiz bu durum kişini kendisine yabancılaşmasıdır, kendisini dışarıdan izlemesi gibi bir durumdur. Kişi kendini genelde bir robot gibi hisseder.

Derealizasyon ise bireyin çevreye yabancılaşması durumudur. Dış dünyayı bir rüya gibi algılar, dünya sislidir, algı çarpıtılmıştır.


Çoklu Kişilik Neden Oluşur?

Dissosiyatif bozukluklar aslında çok ağır bir travmaya karşı kullanılan savunma mekanizmalarının oluşturduğu bir örgütlenmedir. Yani vucüt kendini normal şekilde korumaya alamayacağını anlayıp kendini disosiye ederek yaşanılan olayın ruhsal yükünün kaldırılmasına yardımcı olmaya çalışır. Birey dissosiyasyonun yardımı ile deneyimlediği duyguları geçici olarak birbirinden ayırabilmektedir. Bu başa çıkma mekanizması ve süreci içerisinde dissosiyasyon yardımı ile deneyimden kopan güçlü duygular, aşamalı ve dereceli bir şekilde kabul edildikçe dissosiyasyon azalır.

DKB tanısı almış bireylerin öykülerine bakıldığı fiziksel veya cinsel istismar oranının %88 olduğu ortaya çıkmıştır.


Çoklu Kişilik Bozukluğunun travma dışındaki risk etmenlerine bakıldığında;


• Dış Desteğin Olmaması (Anne, baba ve diğer yatıştırıcı rol olarak görülen önemli kişiler)

• Madde Kullanımı

• Genetik Yatkınlık

• Temporal Lob Epilepsisi


Toplumda Görülme Sıklığı

DKB’nin görülme sıklığı %1.1 - %3.1 olarak değerlendirilmiştir. Erkeklere oranla kadınlarda neredeyse 8 kat daha fazla görülmektedir. (Ross 1991, Johson vd. 2006, Şar vd. 2007).


Tedavisi var mı?

Çoklu kişilik bozukluğunun hafif seyir gösterdiği durumlarda uzmanların bu konuda ki teşhiş ve tanı süreci zorlaşabilir. Fakat doğru tanı ve tedavi yöntemleriyle bu bozukluk kontrol altına alınıp, normal bir yaşantı işlevselliğine döndürülebilir. DKB tedavisinde DKB’ye özgü tedavi metodları kullanılır ve bu metodların yapılan çalışmalarda başarı yüzdesi yüksek olduğu görülmektedir. Tedavi oranının yüksek olduğun DKB’de genelde 3 aşama kullanılır. Bu tedavi süreci şu şekildedir:


1) Tanı koymak

Bu sürecin içerisinde kişiyi bu hastalık hakkın eğitmek, bilgi vermek yer alır. Alter düzenini tanıtmak ruh sağlığı uzmanının bir görevidir. Buna olan yaklaşımı profesyonelce olmalıdır.

2) Alter kişiliklerin oluşmasına neden olan travmatik anılar üzerinde çalışırlır

3) Alter kişiliklerin tek bir kişilik içinde toplanması yani birleştirilmesi anlamına gelen entegrasyon üzerinde çalışılır ve son olarak yeniden bölünmeme üzerinde durulur.


Terapistlerin uyguladığı DKB’nin kendine özgü tedavi tekniklere içeren çalışmanın parçaları ise şu şekildedir


• Alterlerle konuşmak

• Haritalandırma

• Gerçekliğe benzetme

• Yuvarlak masa tekniği


Film Önerisi

Dissosiyatif kimlik bozukluğunu konu alan filmler ciddi anlamda ilgi toplamış bulunmakta. İzlemeyi düşünürseniz bu bozukluğu konu alan birkaç filmi de listeleyeceğim:

Split / Parçalanmış (2016)

Black Swan / Siyah Kuğu (2010)

Persona (1966)

Sybil (1976)

Üç Ruhlu Kadın / The Three Faces of Eve (1957)

18 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Travman Olduğunu Nasıl Anlarsın?

Tavma Sonrası Stres Bozukluğunu Nasıl Tanıyabilirsin?. her Travma yaşayan kişide bu durum ortaya çıkmayabilir ama her Travma sonrası...

Comments


bottom of page